İstanbul Kuşları Fotoğraf Sergisi

 

Doğa, yaban hayatı ve kuş fotoğrafları çeken Alper Tüydeş’le birlikte gerçekleştirilen projenin startı, ‘İstanbul Kuşları’ sergisiyle verildi.   

30 Ocak - 09 Şubat 2022 tarihleri arasında Galataport İstanbul Doğuş Otomotiv Plus Deneyim Merkezi’nde gerçekleşti. Sergideki, İstanbul ve bölgesinde hakim göçmen ve yerleşik kuş türlerinin fotoğraflarına buradan ulaşabilirsiniz.
 

      /newdogusotomotiv_files/202212815143118_template.jpg

 

 

Birinci Bölüm

 
   
 

Küçük Kerkenez
Ülkemizin yaz konuklarından olan Küçük Kerkenezler ülkemizdeki yerleşik yaşayan kerkenezlere kıyasla insanlarla iç içe yaşamayı tercih eden yırtıcılarımızdandır. Koloniler halinde beslenme ve barınma imkanı olan köylerde veya kayalıklarda yuvalanırlar. İstanbul’da bugün hala Silivri’de bulunan küçük bir falezde yuvalanma alanları mevcuttur. Hatta burası bu kuşun İstanbulda kalan son kalesi diyebiliriz. Çiftçi dostu olarak tanımlayabileceğimiz bu kuşların menülerinde küçük kemirgenler, böcekler ve sürüngenler yer alır. Kışı Afrika’da geçirip nisanla birlikte Türkiye’de yeniden görülmeye başlarlar.

Yılan Kartalı
Ülkemizin göçmen yırtıcı türlerindendir. Bahar dönemi itibariyle kuzeye olan göçleri başlar. Ancak genç bireyleri ülkemizde yaz boyu görmek mümkündür. Adından da  anlaşılacağı üzere yüksek irtifalardayken izlediği yılanları en savunmasız anlarında seri bir dalışla yakalarlar.  Ancak küçük kemirgen diğer bazı sürüngenler de menülerinde yer alır. Yağmurlu günlerde göç geçişlerine denk gelirseniz yakın mesafeden uçacağından altın sarısı gözleri dikkatini çekecektir. Özellikle yanlış tarım politikaları ve şehirleşme yaşam ve beslenme alanlarını tehdit ettiğinden sayıları azalış göstermektedir. Kışı Afrika’da geçiren yılan kartalları bahar ve sonbahar göçlerinde en sık karşılaştığımız yırtıcı kuşlarımızdandır.

Küçük Kerkenez
Ülkemizin yaz konuklarından olan Küçük Kerkenezler ülkemizdeki yerleşik yaşayan kerkenezlere kıyasla insanlarla iç içe yaşamayı tercih eden yırtıcılarımızdandır. Koloniler halinde beslenme ve barınma imkanı olan köylerde veya kayalıklarda yuvalanırlar. İstanbul’da bugün hala Silivri’de bulunan küçük bir falezde yuvalanma alanları mevcuttur. Hatta burası bu kuşun İstanbulda kalan son kalesi diyebiliriz. Çiftçi dostu olarak tanımlayabileceğimiz bu kuşların menülerinde küçük kemirgenler, böcekler ve sürüngenler yer alır. Kışı Afrika’da geçirip nisanla birlikte Türkiye’de yeniden görülmeye başlarlar.

Yılan Kartalı
Ülkemizin göçmen yırtıcı türlerindendir. Bahar dönemi itibariyle kuzeye olan göçleri başlar. Ancak genç bireyleri ülkemizde yaz boyu görmek mümkündür. Adından da  anlaşılacağı üzere yüksek irtifalardayken izlediği yılanları en savunmasız anlarında seri bir dalışla yakalarlar.  Ancak küçük kemirgen diğer bazı sürüngenler de menülerinde yer alır. Yağmurlu günlerde göç geçişlerine denk gelirseniz yakın mesafeden uçacağından altın sarısı gözleri dikkatini çekecektir. Özellikle yanlış tarım politikaları ve şehirleşme yaşam ve beslenme alanlarını tehdit ettiğinden sayıları azalış göstermektedir. Kışı Afrika’da geçiren yılan kartalları bahar ve sonbahar göçlerinde en sık karşılaştığımız yırtıcı kuşlarımızdandır.

Sığırcık
Çoğumuz onları yüzlerce hatta binlerce bireyden oluşan ve gökyüzünü dans edercesine toplu uçuşlarından biliyoruz. Sığırcıklar sonbahar ile birlikte bir rayaa gelerek kışın zorlu şartları için el ele verirler. Bu hem beslenme hem savunma adına onlar için hayati önem taşır. Yerleşik türlerimizden olan sığırcıkların taklit yeteneği de oldukça gelişmiştir. Öyle ki kargadan, şahine pek çok kuşu olduğu gibi şehir içinde rutin bazı günlük hayattan sesleri de kusurusuzca taklit edebilirler. Kışın oluşturdukları devasa sürüleri baharda üreme mevsimi itibariyle çiftlere ayrılırlar. Şehir içlerinde veya parklarda olduğu gibi ormanlık alanda buldukları küçük deliklere yuvalanırlar. Menüleri oldukça gelişmiş olan sığırcıklar solucan, küçük böceklerin yanı sıra zeytin başta olmak üzere çeşitli meyvelerle beslenirler. Çoğu kişi gökzyüzünde dans eden bir bulutu andıran toplu uçuşlarını dans ettiklerini düşünse de aslında çevrelerindeki yırtıcı kuşların dikkatini dağıtmak için yaptıkları hayatta kalma mücadelesidir.

Karatavuk
Güzel sesli kuş ünvanını bülbüle kaptırmış olsa da karatavuklar ülkemizdeki yerleşik ve ötücü türlerimizdendir. Özellikle bahar ve sonbahar dönemleri akşamüstü ve bazen de hava karardıktan sonra verdikleri konserler dinlenmeye değer. Simyisah tüyleri ve turuncu gagasıyla onları ayırt etmek oldukça kolaydır. Ve şehir içindeki sık ağaçlardan oluşan parkalarda, korularda ve orman sınırlarında onları kolaylıkla görebilirsiniz. Solucanlar, küçük böceklerin yanı sıra meyvelerle de beslenen bu güzel ötücü kuşumuz oldukça ürkektir. Ve tehlike anında çıkardığı alarma ötüşü ile çevresindeki diğer kuşları da bir nevi uyararak alarm görevi görür.


Çoğumuz onları yüzlerce hatta binlerce bireyden oluşan ve gökyüzünü dans edercesine toplu uçuşlarından biliyoruz. Sığırcıklar sonbahar ile birlikte bir rayaa gelerek kışın zorlu şartları için el ele verirler. Bu hem beslenme hem savunma adına onlar için hayati önem taşır. Yerleşik türlerimizden olan sığırcıkların taklit yeteneği de oldukça gelişmiştir. Öyle ki kargadan, şahine pek çok kuşu olduğu gibi şehir içinde rutin bazı günlük hayattan sesleri de kusurusuzca taklit edebilirler. Kışın oluşturdukları devasa sürüleri baharda üreme mevsimi itibariyle çiftlere ayrılırlar. Şehir içlerinde veya parklarda olduğu gibi ormanlık alanda buldukları küçük deliklere yuvalanırlar. Menüleri oldukça gelişmiş olan sığırcıklar solucan, küçük böceklerin yanı sıra zeytin başta olmak üzere çeşitli meyvelerle beslenirler. Çoğu kişi gökzyüzünde dans eden bir bulutu andıran toplu uçuşlarını dans ettiklerini düşünse de aslında çevrelerindeki yırtıcı kuşların dikkatini dağıtmak için yaptıkları hayatta kalma mücadelesidir.

Karatavuk
Güzel sesli kuş ünvanını bülbüle kaptırmış olsa da karatavuklar ülkemizdeki yerleşik ve ötücü türlerimizdendir. Özellikle bahar ve sonbahar dönemleri akşamüstü ve bazen de hava karardıktan sonra verdikleri konserler dinlenmeye değer. Simyisah tüyleri ve turuncu gagasıyla onları ayırt etmek oldukça kolaydır. Ve şehir içindeki sık ağaçlardan oluşan parkalarda, korularda ve orman sınırlarında onları kolaylıkla görebilirsiniz. Solucanlar, küçük böceklerin yanı sıra meyvelerle de beslenen bu güzel ötücü kuşumuz oldukça ürkektir. Ve tehlike anında çıkardığı alarma ötüşü ile çevresindeki diğer kuşları da bir nevi uyararak alarm görevi görür.

 
 

İkinci Bölüm

 
   
 

Karabataklar
Ülkemizde 3 farklı türü olan karabataklardan en yaygın olanı normal karabataktır. Göl,dere ve deniz kenarlarına uyumsağlayarak yaşam alanlarını geniş tutan Karabataklar iyi birer yüzücüdür ve çoğunlukla su altında yakaladıkları balıkları afiyetle yerler. Özellikle yakut rengi gözleri ise gerçekten görülmeye değerdir. Karabatağa çok benzese de daha koyu ve parlak tüyleri ve başında kalkık tüyleri bulunan Tepeli Karabataklar ülkemizinde tüm deniz kıyılarında karşılaşabileceğiniz bir diğer türdür. Tepeli Karabataklar yalnızca denizlerde ve denize bitişik göllerde bulunurlar. Çok iyi yüzücüdürler. Ülkemizde görülen bir diğer tür ise küçük karabataktır. Adından da anlaşılacağı üzere diğerlerinin yanında oldukça küçük kalır.  Ve onlarda deniz, göl ve derelere adapte olmuştur. Bu üç türde koloni halinde yuvalnırken sadece karabataklar toplu halde balık balıkları bir bölgeye sıkıştırıp avlarlar. İstanbul bu 3 karabatak türünün de görülebildiği şehirlerdendir.

Kızılgerdan
Güzel sesli kuş ünvanını bülbüle kaptıran bir diğer şarkıcı kuşumuz Kızılgerdandır. Sonbahar itibariyle yüksek kesimler ve ormanın derinliklerinden çıkarak şehirlere kadar gelirler. Sonbahardan bahar ayına dek onları park ve bahçelerde rahatlıkla görebilirisniz. Kızıl göğsü ile kolayca tanımlayabilirsiniz. Karatavuklar gibi kızılgerdanlar da bahar ve sonbahar ötüşleri ile tanınır. Aralık ayında soğuklar başlayana dek gece yarılarından sabahın ilk ışıklarına dek şehir içlerinde dahi konserlerine denk gelebilirsiniz. Bu sevimli ve güzel sesli kuşumuz aslında bölgesini diğer türlerden oldukça kıskanan bir türdür ve çoğunlukla onları bir başka kuşu kovalarken görebilirsiniz. Küçük böcek ve solucan gibi türlerle beslenirler. Mevsimsel olarak alan değiştirseler de yerleşik türlerimizdendir ve yaz kış bizimleler.

Akça Cılıbıt
Ülkemiz cılıbıtlar açısından oldukça zengindir. Adı gibi sevimli olan bu minik kıyı kuşlarımızdan olan Akça Cılıbıt deniz ve göl kıyılarında yaz kış görebileceğimiz kıyı kuşlarındandır. Genelde onları kumul alanlarda koşarken görmeniz mümkün. Su birikintilerinde ve topraktaki kurtçuklar, böcekler ev uçan yumuşak böceklerle beslenirler. Bu kuşlar kuluçklarını sahillerde, plajlarda ve ve göl kıyılarındaki açıklıklarda yaparlar. ayakkabı ve lastik iziyle oluşan kumdaki çukurlar onlar için aslında harika bir kuluçka yeridir. Özellikle kum renginde olan yumurtası ve yavrularını farketmez oldukça zor olduğundan insan baskısı olan yerlerde çok dikaktli olunmalıdır ve mümkünse muhtemelen üreme alanlarına girilmemelidir. Yaşam alanları çoğunlukla insan baskısı yüzünden daralan bu sevimli dostlarımız için yavru dönemlerinde daha dikkatli olmakta fayda var.

Gri Balıkçıl – Alaca  ve Gece Balıkçıl
Ülkemizdeki balıkçıl türleri içinde en yaygın olanlarındandır. Uuzun boynu ve bacakları ve gri tüyleri ile kolaylıkla ayrılabilir. İstanbul bu kuşları sık görebileceğiniz şehirlerdendir. Göl, dere ve deniz kenarlarında ve yeşil çayırlarda onları görebilirsiniz. Çoğunlukla balık ve sürüngenlerle beslenselerde fare ve bazı yavru kuşları da avlayabilirler. İstanbulda tüm deniz kıyılarında görebilirsiniz. Hatta Topkapı sarayının bahçesindeki ağaçlık alanlarda kuluçka alanları hala aktif olarak bahar dönemlerinde kullanılmaktadır. Gri balıkçıllar yerleşik türlerimizdendir ve göç etmezler.  Ancak istanbul gölle gelen sevimli balıkçıl türleri de vardır. Bunların başında Alaca ve Gece Balıkçılları gelir. Bahar ayıyla birlikte Afrika kıtasından gelerek ülkemizdeki sazlık su kenarlarına ulaşırlar. Alaca balıkçılları gündüz rengarenk gaga ve tüyleri ile kolayca görebilirsiniz. Ancak gece balıkçılları genelde gündüzleri sık ağaçlık ve sazlıklarda uyurken geceleri aktif olurlar. Onlara ve diğer balıkçıllara sazlıklarla dolu tüm göl ve göletlerdede bahar ve yazları denk gelmeniz mümkün.

 
 

Üçüncü Bölüm

 
   
 

Küçük Kerkenez

Ülkemizin yaz konuklarından olan Küçük Kerkenezler ülkemizdeki yerleşik yaşayan kerkenezlere kıyasla insanlarla iç içe yaşamayı tercih eden yırtıcılarımızdandır. Koloniler halinde beslenme ve barınma imkanı olan köylerde veya kayalıklarda yuvalanırlar. İstanbul’da bugün hala Silivri’de bulunan küçük bir falezde yuvalanma alanları mevcuttur. Hatta burası bu kuşun İstanbulda kalan son kalesi diyebiliriz. Çiftçi dostu olarak tanımlayabileceğimiz bu kuşların menülerinde küçük kemirgenler, böcekler ve sürüngenler yer alır. Kışı Afrika’da geçirip nisanla birlikte Türkiye’de yeniden görülmeye başlarlar.

Yılan Kartalı

Ülkemizin göçmen yırtıcı türlerindendir. Bahar dönemi itibariyle kuzeye olan göçleri başlar. Ancak genç bireyleri ülkemizde yaz boyu görmek mümkündür. Adından da  anlaşılacağı üzere yüksek irtifalardayken izlediği yılanları en savunmasız anlarında seri bir dalışla yakalarlar.  Ancak küçük kemirgen diğer bazı sürüngenler de menülerinde yer alır. Yağmurlu günlerde göç geçişlerine denk gelirseniz yakın mesafeden uçacağından altın sarısı gözleri dikkatini çekecektir. Özellikle yanlış tarım politikaları ve şehirleşme yaşam ve beslenme alanlarını tehdit ettiğinden sayıları azalış göstermektedir. Kışı Afrika’da geçiren yılan kartalları bahar ve sonbahar göçlerinde en sık karşılaştığımız yırtıcı kuşlarımızdandır.

Sığırcık

Çoğumuz onları yüzlerce hatta binlerce bireyden oluşan ve gökyüzünü dans edercesine toplu uçuşlarından biliyoruz. Sığırcıklar sonbahar ile birlikte bir rayaa gelerek kışın zorlu şartları için el ele verirler. Bu hem beslenme hem savunma adına onlar için hayati önem taşır. Yerleşik türlerimizden olan sığırcıkların taklit yeteneği de oldukça gelişmiştir. Öyle ki kargadan, şahine pek çok kuşu olduğu gibi şehir içinde rutin bazı günlük hayattan sesleri de kusurusuzca taklit edebilirler. Kışın oluşturdukları devasa sürüleri baharda üreme mevsimi itibariyle çiftlere ayrılırlar. Şehir içlerinde veya parklarda olduğu gibi ormanlık alanda buldukları küçük deliklere yuvalanırlar. Menüleri oldukça gelişmiş olan sığırcıklar solucan, küçük böceklerin yanı sıra zeytin başta olmak üzere çeşitli meyvelerle beslenirler. Çoğu kişi gökzyüzünde dans eden bir bulutu andıran toplu uçuşlarını dans ettiklerini düşünse de aslında çevrelerindeki yırtıcı kuşların dikkatini dağıtmak için yaptıkları hayatta kalma mücadelesidir.

Karatavuk

Güzel sesli kuş ünvanını bülbüle kaptırmış olsa da karatavuklar ülkemizdeki yerleşik ve ötücü türlerimizdendir. Özellikle bahar ve sonbahar dönemleri akşamüstü ve bazen de hava karardıktan sonra verdikleri konserler dinlenmeye değer. Simyisah tüyleri ve turuncu gagasıyla onları ayırt etmek oldukça kolaydır. Ve şehir içindeki sık ağaçlardan oluşan parkalarda, korularda ve orman sınırlarında onları kolaylıkla görebilirsiniz. Solucanlar, küçük böceklerin yanı sıra meyvelerle de beslenen bu güzel ötücü kuşumuz oldukça ürkektir. Ve tehlike anında çıkardığı alarma ötüşü ile çevresindeki diğer kuşları da bir nevi uyararak alarm görevi görür.

Karabataklar

Ülkemizde 3 farklı türü olan karabataklardan en yaygın olanı normal karabataktır. Göl,dere ve deniz kenarlarına uyumsağlayarak yaşam alanlarını geniş tutan Karabataklar iyi birer yüzücüdür ve çoğunlukla su altında yakaladıkları balıkları afiyetle yerler. Özellikle yakut rengi gözleri ise gerçekten görülmeye değerdir. Karabatağa çok benzese de daha koyu ve parlak tüyleri ve başında kalkık tüyleri bulunan Tepeli Karabataklar ülkemizinde tüm deniz kıyılarında karşılaşabileceğiniz bir diğer türdür. Tepeli Karabataklar yalnızca denizlerde ve denize bitişik göllerde bulunurlar. Çok iyi yüzücüdürler. Ülkemizde görülen bir diğer tür ise küçük karabataktır. Adından da anlaşılacağı üzere diğerlerinin yanında oldukça küçük kalır.  Ve onlarda deniz, göl ve derelere adapte olmuştur. Bu üç türde koloni halinde yuvalnırken sadece karabataklar toplu halde balık balıkları bir bölgeye sıkıştırıp avlarlar. İstanbul bu 3 karabatak türünün de görülebildiği şehirlerdendir.

Kızılgerdan

Güzel sesli kuş ünvanını bülbüle kaptıran bir diğer şarkıcı kuşumuz Kızılgerdandır. Sonbahar itibariyle yüksek kesimler ve ormanın derinliklerinden çıkarak şehirlere kadar gelirler. Sonbahardan bahar ayına dek onları park ve bahçelerde rahatlıkla görebilirisniz. Kızıl göğsü ile kolayca tanımlayabilirsiniz. Karatavuklar gibi kızılgerdanlar da bahar ve sonbahar ötüşleri ile tanınır. Aralık ayında soğuklar başlayana dek gece yarılarından sabahın ilk ışıklarına dek şehir içlerinde dahi konserlerine denk gelebilirsiniz. Bu sevimli ve güzel sesli kuşumuz aslında bölgesini diğer türlerden oldukça kıskanan bir türdür ve çoğunlukla onları bir başka kuşu kovalarken görebilirsiniz. Küçük böcek ve solucan gibi türlerle beslenirler. Mevsimsel olarak alan değiştirseler de yerleşik türlerimizdendir ve yaz kış bizimleler.

Akça Cılıbıt

Ülkemiz cılıbıtlar açısından oldukça zengindir. Adı gibi sevimli olan bu minik kıyı kuşlarımızdan olan Akça Cılıbıt deniz ve göl kıyılarında yaz kış görebileceğimiz kıyı kuşlarındandır. Genelde onları kumul alanlarda koşarken görmeniz mümkün. Su birikintilerinde ve topraktaki kurtçuklar, böcekler ev uçan yumuşak böceklerle beslenirler. Bu kuşlar kuluçklarını sahillerde, plajlarda ve ve göl kıyılarındaki açıklıklarda yaparlar. ayakkabı ve lastik iziyle oluşan kumdaki çukurlar onlar için aslında harika bir kuluçka yeridir. Özellikle kum renginde olan yumurtası ve yavrularını farketmez oldukça zor olduğundan insan baskısı olan yerlerde çok dikaktli olunmalıdır ve mümkünse muhtemelen üreme alanlarına girilmemelidir. Yaşam alanları çoğunlukla insan baskısı yüzünden daralan bu sevimli dostlarımız için yavru dönemlerinde daha dikkatli olmakta fayda var.

Gri Balıkçıl – Alaca  ve Gece Balıkçıl

Ülkemizdeki balıkçıl türleri içinde en yaygın olanlarındandır. Uuzun boynu ve bacakları ve gri tüyleri ile kolaylıkla ayrılabilir. İstanbul bu kuşları sık görebileceğiniz şehirlerdendir. Göl, dere ve deniz kenarlarında ve yeşil çayırlarda onları görebilirsiniz. Çoğunlukla balık ve sürüngenlerle beslenselerde fare ve bazı yavru kuşları da avlayabilirler. İstanbulda tüm deniz kıyılarında görebilirsiniz. Hatta Topkapı sarayının bahçesindeki ağaçlık alanlarda kuluçka alanları hala aktif olarak bahar dönemlerinde kullanılmaktadır. Gri balıkçıllar yerleşik türlerimizdendir ve göç etmezler.  Ancak istanbul gölle gelen sevimli balıkçıl türleri de vardır. Bunların başında Alaca ve Gece Balıkçılları gelir. Bahar ayıyla birlikte Afrika kıtasından gelerek ülkemizdeki sazlık su kenarlarına ulaşırlar. Alaca balıkçılları gündüz rengarenk gaga ve tüyleri ile kolayca görebilirsiniz. Ancak gece balıkçılları genelde gündüzleri sık ağaçlık ve sazlıklarda uyurken geceleri aktif olurlar. Onlara ve diğer balıkçıllara sazlıklarla dolu tüm göl ve göletlerdede bahar ve yazları denk gelmeniz mümkün.

Sumru

Göle ve denizlerimizin yaz konuklarındadır. Denizkırlangıcı oalrakta bilinirler. Gün boyu göl, dere ve denizlerde uçuşarak sudaki küçük balıkları ani dalışlarla yakalarlar. Gün boyu neredeyse hiç durmadan kesik kesik ama sürekli ötüşlerini duyabilirsiniz. Onları martı türlerinden çatal kuyrukları, sivri gagaları ve siyah başlıkları ile kolayca tanıyabilirsiniz. İstanbul’da Büyükçekme kıyılarında eski köprü ayaklarından birine her yıl onalrca sumru üremek için gelmektedir. Sumrulara çok benzeyen bir başka tür daha vardır İstanbul’u seçen. Kara Gagalı Sumru. Normal sumrudan farkı adından da anlaşılacağı üzere kırmızı yerine siyah gagasıdır. Sumrular birlikte göç ederve yuvalanma alanlarını yine koloniler halinde bir arada kullanırlar. Diğer kuşların aksine yavruları ile birlikte göç ederler ve yolda mola verdikleri diğer sulak alanlarda onları beslemeye devam ederler. Normalde göçmendirler ve kışı afrikada geçirirler ancak bazı kara gagalı sumrular az da olsa İstanbul gibi kıyı şehirlerinde kışında görülebilirler.

Yelkovan

Denizlerimizin hala keşfedilmemiş gizemli güzelliklerindendir Yelkovanlar. Eskiden insanlar onların farkındayken günümüzde deni manzaralarından uçuşan bir kuştan ibaret hale gelmiş olmaları üzücü. Öyle ya Orhan Veli boşuna yazmamış o dizileri ‘Gün olur alır başımı giderim denizden çıkmış ağların kokusunda, şu ada senin bu ada benim yelkovan kuşlarının peşi sıra’. Bu dizelerden de anlaşılacağı özellikle İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında denizin hemen üstünden durmaksızın sürüler halinde geçerler. Gün boyu Karadeniz ve Marmara arasında gidip gelen sürülere denk gelmeniz mümkün. Bazen 15-20 bazen 150-200’lük sürülere denk gelebilirsiniz. İyi koku alan bu deniz kuşları balıkla beslenirler.  Deniz suyu içebilen kuşlardandır. Ve içtikleri sudaki tuzu daha sonra tüp şeklinde burunları ile geri atarlar. Dipte çok yüzemezler genelde su üstünden veya hemen altındaki balıkları yakalarlar. Oldukça seri uçuş ve dalışları vardır. Oldukça tedbirli olan yelkovanlar yuvalarına gündüz asla girmezler. Gece yuvalarını ziyaret eden kuşlar yavru dönemi dışında tüm hayatlarını denizde geçirirler ve karaya hiç ayak basmazlar. Ancak bunca yıldır hala ülkemizde üreme alanları tespit edilememiştir. Ve her gün binlercesinin Karadeniz ve Akdeniz arası mekik dokumalarının sırrı hala net olarak çözülememiştir.

Arıkuşu

Ülkemizin en renkli kuşlarından biridir. Neredeyse gün boyu çıkardıkları seslerle sürüler halinde hareket ederler. Göçmen türlerimizdendir. Mayıs itibariyle ülkemizde görülmeye başlar. Uçan yumuşak kanatlı böceklerle beslenirler.Orta Afrikada kışı geçiren Arıkuşlarını bahar ve sonbahar göçlerinde şehirlerin üstünden geçişleri sırasında duyabilir ve hatta yakından görebilirsiniz. Açık arazilerde ve dere kenarlarındaki yumuşak topraklı yamaçlara yuvalanırlar. Yağmurlu bir günde onlara denk gelirseniz yakından ve konuk olarak muhteşem renklerine tanık olabilirsiniz.

Yalıçapkını

Bu mavini binbir tonuyla bezenmiş güzel kuşumuzun adını İstanbul’dan aldığı düşünümektedir. Öyle ki deniz ve göl kenarlarında beslenmek için suyun 3-5 metre üstünde bazen uçuş yaparak bazen ise bir dala konarak küçük balıkları izler. Ve ani bir dalışla onları bir ok gibi suyun altında yakalar. İşte geçmişte İstanbul kıyılarında da oldukça yaygın olarak bu kuşu yalılarda oturan genç kızlar kendilerini izledyip sonra farke dilmemek için kaçtığı betimlemsiyle bu yalıçapkını adını verdiği söylenir. Hikaye ne kadar gerçek bilinmez. Ama gösterişli tüyleri ve duruşuyla ve kusursuz av becerileri ile yalıçapkınları her türlü övgüyü hak eden türlerdendir. Bir zamanlar İstanbulun tüm kıyılarında rahatlıkla görülebilirken artan yapılaşma ile ne yazık ki şimdilerde çok andir görülebilen bir tür haline gelmiştir.

 

 
 

Dördüncü Bölüm

 
 

Küçük Karga

İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bizimle birlikte yaşamaya adapte olmuş sürü halinde dolaşan karga türlerimizden en küçüğüdür. Oldukça sosyal olan küçük kargalar bölgelerine giren yırtıcı kuşlara karşı birlikte hareket ederek onları adeta yıldırırlar. Bunun yanında yavru dönemlerinde yeni uçmaya başlayan yavru kargaları insanlardan veya diğer potansiyel avcı hayvanlardan korumak için de sürü halinde savunma yapabilirler. Şehirlerimizin çöpçüleri sayılırlar. Zira her sabah tüm bir şehre köşe bucak yayılarak yiyecek atıkları, leşler ve benzer mikrop yaymaya müsait atıklarla beslenirken onların ortadan kaldırılmamsını sağlarlar. Genelde kötü invanla sanıldığı için dikkat çekmezler ancak zekaları gerçekten görülmeye değerdir. Bunun yanında bu kuşun en sevdiğim özellikerinden birisi de mavi açık mavi gözleridir. Ayrıca kafasında ortadan ikiye ayrılmış gibi duran tüyleri de her defasında gülümsediğim bir detayıdır.

Kır Kırlangıcı

Şehirlerimizin, kırların bahçelerin en sevimli yaz konuklarıdır kırlangıçlar. Ülkemizde görülen kırlangıç türleri içerisinde en yaygınlarından biridir. Baharın gelişi onlarla güzeldir. Neredeyse hiç durmadan aralıksız ve manevralarla dolu uçuşları, sürekli çıkardıkları ince ötüşleri ile bahar ve yaz fonlarının en sevinlen seslerindendir. Çoğunlukla binalarımızda balkon ve pencere kenarlarına yaptıkları yuvalardan biliriz onları. Kır Kırlangıçları Afrika ve Arap Yarımdasında kışı geçirdikten sonra nisan itibariyle ülkemizde görülürler. Sinekler başta olmak üzere pek çok yumuşak böceği uçarken avlarlar. Hatta su ihtiyaçlarını bile su birikinti dere veya göllerde suyun hemen üstünden uçarak giderirler. Sadece yuva malzemesi olan çamur almak için yere konarlar. Bazen de göç sırasında aşırı rüzgarlı havalarda yere konup dinlenirler.Her yıl hayatta kalan bireyler aynı yuvada yavrularlar.

İbibik

Ülkemizin yaz konuklarındandır. Adını bazı şarkı ve şiirlerden duyabileceğiniz ve anadolunun yaygın türlerinden olan gösterişli tüylere sahip bu kuşu İstanbulda hala görmek mümkün. Orman sınırlarındaki açıklık alanlarda beslenir ve yuvalanırlar. Çiftçi dostu olarak bilinen bu türün en temel besinleri arasında dana burun gibi tarım zararlısı böcekler vardır. Uzun gagaları ile toprağın altında onları kolaylıkla bulup yakalarlar. Adını uçarken ve korktukları anda kabarttıkları büyük ibiklerinden alırlar. Kırsal kesimelrde yaz aylarından derinden gelen bir hüthüt sesi duyarsanız bilin ki yakınınızda bir ibibik ailesi var. Baharın müjdecisi olan ibibikler sonbaharda afrikaya göç ederler.

Ak Kuyruksallayan

Küçük ötücü ve yerleşik türlerimizdendir. Suya yakın tüm şehirlerde sıkça görülebilir. Sahiller, plajlar, nehir ve göl kenarları, tarımsal araziler, orman sınırlarında bu sevimli türe denk gelebilirsiniz. Uzun kuyruğunu hareket halindeyken sürekli aşağı yukarı sallaması en karakteristik hareketidir. Bunun yanında uçarken ve gezinirken de sürekli öterler. Islak çayırlar ve su kenarlarında uçuşan küçük böcekleri ve sudaki omurgasızlarla beslenirler. Yerleşik türlerimizden olan Ak kuyruksallayanlar mevsimsel durumlara göre alan değiştirebilir veya kısa göçler yapabilirler. Bu türe bahar aylarıyla birlikte Sarı kuyruksallayan ve sarı başlı kuyruksallayanlarda eşlik eder. Şehir içlerindeki park ve bahçeler, açık alanlar, ıslak çayırlardan dağlık açıklıklara çeşitli habitatlarda gözlemlenebilir.