Çalışanlarımız ve İş Ortamı
Doğuş Otomotiv’in çeyrek asırdan uzun süredir Türkiye’nin en büyük otomobil distribütörü olarak en geniş yetkili satış ve servis ağını yöneterek güçlü bir şirket olmasının ardında şirketimize bağlılığı yüksek, Doğuş Otomotiv çalışanı olmaktan mutluluk duyan, şirketin gelişmesi ve büyümesi için katılımcı bir paydaş olarak tüm yetkinliğini sonuna kadar kullanan çalışanlarımız bulunmaktadır. Doğuş Otomotiv, çalışanlarıyla yarattığı diyalog platformlarını ve İnsan Kaynakları yönetiminde uyguladığı tüm stratejileri sürdürülebilirlik yönetiminde öncelikli alanlar arasında görmekte ve yönetmektedir.
İki bini aşkın değerli çalışanımıza ortak bir kültür sunan Şirketimiz, yenilikçi ve sürdürülebilir insan kaynakları uygulamalarına paralel olarak, çalışan deneyimini ve bağlılığını artırıcı pek çok programı hayata geçirmektedir.
Doğuş Otomotiv, Kurumsal Sürdürülebilirlik anlayışının temelinde çalışanlarının ve onlar için sağlanacak iyi iş ortamının yer aldığını, 2010 yılında yayımladığı Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporu’nda ve internet sitesinde yer alan politikasıyla da ilan etmiştir. Çalışan memnuniyeti ve bağlılığını iş hedeflerinin en üst sıralarına yerleştiren Şirketimiz, Kurumsal Sürdürülebilirlik performansının her geçen gün daha da artmasının temel nedenini de bu konuda çalışanlarının gösterdiği çaba ve ulaşılan farkındalığa bağlamaktadır.
Bir’iz İşveren Markası
Şirketimizde, “Bir’iz” işveren markasıyla “birlikte hareket ediyor, bir iz bırakıyoruz” mesajı verilmektedir ve şirket içinde yaratılan marka elçileri ile bu mesaj tüm şirkete yaygınlaştırılmaktadır. 2020 yılında pandemi dönemi nedeniyle farklılaşan çalışma ortamına rağmen gerek pandemi sürecinin yönetiminde çalışan katılımını merkeze alan amacı, gerekse iş sürekliliği stratejileri doğrultusunda Bir’iz Çalışan Komitesi çalışmalarını çevrimiçi ortamda sürdürmüştür.
Çalışan Katılımı
Doğuş Otomotiv, işinin sürekliliğini ve gelecekte de bugün olduğu gibi güçlü, etik ve kaliteli hizmet sunmaya devam etmesini sağlayacak en büyük gücün çalışanları olduğuna inanmaktadır. Kilit paydaşı olarak gördüğü çalışanlarının verimli iş yapma süreçlerini sorumluluk anlayışıyla pekiştirerek hem toplumsal anlamda hem şirket değeri için vazgeçilmez bir katkı olduğunun bilincindedir.
Değişen iş dünyası yapısı, farklılaşan beklentiler ve koşullar, günümüzde şirketlerin çalışanlarını sadece yönetmelerini değil, onlarla iş birliği yaparak diyalog kurmalarını ve beklentilerini sorgulamalarını, iş süreçleriyle ilgili öneri ve geri bildirimlerinin üst yönetime doğrudan ulaşması sağlanarak tüm süreçlere katılımlarını da gerektirmektedir. Böylelikle çok daha verimli bir iş ortamı yaratılması, yenilikçi ve rekabet edebilir bir şirket yapısının kurulması, diğer paydaşlarla çalışanlar aracılığıyla daha sağlıklı ilişkiler kurulması da sağlanmaktadır.